Kimlik, Gerçek Ve Yalanlar
Medeniyetin Başından Bu Yana Kimlik
Kişinin kimliğini şüphe götürmez biçimde doğrulama konusu, medeniyetin başlangıcından bu yana sorun oldu. Mühürler kırılabilir, imzalar taklit edilebilir, fotoğrafların üzerinde oynanabilir, bilgisayar şifresi kırılabilir. Asıl gerekli olan biyometrik bir göstergedir: Yani, kişiye özel, değiştirilemez, kolayca ölçülebilir bedensel bir özellik. Geçen yüzyıl içinde bu görevi parmak izi yerine getirdi.
Parmak izlerinin özgünlüğü henüz 1684’te Kraliyet Akademisi’nin yayımladığı dergide tespit edilmişti. 19. yüzyıl başında ise bir İngiliz gravürcü kuşlar üzerine yazdığı kitabı kendi parmak iziyle “imzalamış”tı. Ama parmak iznin yasal kimlik belirleyici olarak devreye girmesi 19. yüzyılın son on yılını buldu. Olay Avrupa’da değil, kolonyal Bengal’de, “Bir toprak parçası satın alan, aylığını teslim lan veya herhangi bir kontrat imzalamayan herkesin ayırt edilmesini zorunlu kılan kolonyal sorunun akıl almaz boyutlara ulaşması” sonucu gerçekleşmişti, diyor, Chandk Sengoopta, parmak izi tarihini anlatan kitabı Imprınt of the Raj’da (Raj’ın Damgası).
Vekillik görevi yapan William Herschel parmak izi alım işlemini başlattı; Londralı bilimci Francis Galton parmak izlerini sınıflandırdı ve işe üç ana kategoriyle başladı: Kemerler, halkalar ve sarmalları ve bir polis şefi olan Edward Henry tekniği ilk öne Bengal’de, sonra da Londra’da uygulamaya koydu. Henry, bunun için suç mahallinden alınan parmak izlerini, bilinen suçlulardan alınan parmak izleriyle eşleştirdi.
Parmak İzi Güvenli Mi?
Peki parmak izi gerçekte ne derece güvenilirdir? Bir eşleşmeden ne kadar emin olabiliriz? İşin ilginci, bir yüzyıl boyunca, hiç kimse hata oranını belirlemeye kalkışmamasıdır. Ardından 1999’da, bir dava sonunda hakimin kararıyla Amerikan FBI’yı, parmak izi işlemini adli tıp açısından incelemek zorunda kaldı. Hazırlanan rapora göre hatalı eşleşme olasılığı fiilen sıfırdı. Ne var ki bu iddia ABD Ulusal Biyometrik Test Merkezi’nin direktörü tarafından reddedildi. Yakın zamanda elde edilen çeşitli kanıtlara göre parmak izi uygulaması, hiç şüphesiz son derece yararlı bir kimlik belirleme yöntemi olsa da, mahkemelerin genellikle benimsediği kadar da tartışılmaz derecede ikna edici değil.
Yakın gelecekte parmak izi işleminin dışında bazı biyometrik yöntemler de gündelik yaşamın bir parçası haline gelebilir. DNA’ya dayalı profilleme şimdiden uygulamada, bunu iris tespiti izleyebilir. -örneğin, bankamatikten para çekerken, bilgisayara girerken, bir binaya girerken ya da havaalanında göçmen kontrolünden geçerken, İnsan gözünün irisinin, (yüzlerin aksine) taklit edilmesi veya değiştirilmesi olanaksız, kendine özgü bazı belirleyici pigmentasyon özellikleri vardır ve bunlar da taranıp, dijital ortama aktarılabilir. Belli bir iris şekli, özgün ve belirleyici bir nümerik koda dönüştürülebilir ve veri tabanına bağlı bir kamera kişiyi bu bilgilere göre tanıyabilir.