Joker Film Konusu
2019'un en çok beklenen filmlerinden biri olan Joker vizyona hızlı bir giriş yaptı. Süper kahraman dünyasının tartışmasız en dikkat çekici kötüsü olan Joker'in çok fazla seveninin olması filmden beklentiyi bir hayli yükseltiyordu.
Joker Kimdir?
Joker, DC Comics evreninde çizgi roman kahramanı olan Batman’ın en büyük düşmanıdır. Aslında 1940 yılında yaratılan bir karakterdir. Geçmişte daha çok şiddet içeren versiyonları yapılınca acımasızlığı çocuklara kötü örnek olduğundan çizgi romanların daha az şiddet içermesi gerektiğine dair yasaların çıkmasına sebep olmuştur.
Kendisinin akıllara kazınacak bir karakter olarak tanıdığımız ilk filmi, 1989 yılında Tim Burton yapımı olan Batman’de Joker’i canlandıran Jack Nicholson’dır. Tabi bu film bizlere Jokeri tanıtan ilk filmdi. Çoğu Joker hayranına göre asıl Joker’i yaşayan ve yaşatan isim Christoper Nolan’ın 2008 yapımı The Dark Knight filmindeki Heath Ledger‘dır. Ledger, kelimenin tam anlamıyla Joker olmak için doğmuş bir oyuncuydu. 2016 yılında Suicide Squad filminde ise Joker’i canlandıran isim Jared Leto oldu.
Joker Filminin Konusu Nedir?
Joker karakterini her zaman Batman dünyasında var olan psikopat, ne yapacağı kestirilemeyen, deli bir karakter olarak izledik. Orijinal hikayesine, geçmiş yaşantısına dair hiçbir zaman net bir bilgi yoktu. Tek bildiğimiz hasta ruhunu gülümsemeyle ve kahkahalarıyla örtmesiydi çünkü Joker ağlamayı bilmeden büyümüş bir çocuktu. Bu yüzden hikayesini bile bilmeden çoğu izleyiciye kendini sevdirebilen kötü bir karakterin hayatını anlatan bu film için beklentiler bir hayli yükselmişti.
Joker aslında başarısız olan bir komedyenin hikayesidir. Asıl adı Arthur Fleck’tir. Sadece başarısız bir komedyen olması değildir onu bu acımasızlığa sürükleyen tabi ki, Arthur toplumdan dışlanan, var olan sistemin içinde ezilen bir kesimdedir. Babasız büyümesi, çevresinden tanıdığı veya tanımadığı herkesten gördüğü şiddetin her türlüsüne maruz kalışı onu topluma ve kendine bir isyan yaratmasına yol açar. Gotham şehrinde git gide artan zorbalık karşısında tükenerek karanlığın içinde kayboluşunu palyaço kimliği ile birleştirir. Artık karanlık içinde rengarenk bir Joker’e dönüşmüştür.
Filme Yönelik Eleştiriler Nelerdi?
Filmin duyurusu yapıldığından beri filme karşı iki önyargı vardı aslında izleyicilerin kafasında. Bunlardan ilki herkesin Joker karakterini oynayamayacağıydı. Aslında durum hayranlarının Joker karakteri için Heath Ledger’ı benimsemeleri ve onun dışında bir oyuncunun Joker’i hakkıyla oynayamayacağını düşünmesiydi.
Heath Ledger, 2008 yılında Kara Şövalye filminin çekimleri tamamlandıktan sonra vefat etti. Bu durum çoğu hayranı için oldukçu üzücü bir olay olarak Joker’e ayrı bir anlamda katmıştı.Heath Ledger’dan sonra Jared Leto’nun Joker’liğini Suicide Squad filminde değerlendirmek isteyen kesimde hayal kırıklığına uğramıştı çünkü filmde çoğu sahnesi kesildiğinden Joker’i pek izleyememiştik. Ona rağmen bence Jared Leto da başarılı bir performans sergilemişti ancak bugüne kadar izlediğimiz en iyi Joker’i seçmek zorunda kalsaydım benim oyum da Heath Ledgar’dan yana olurdu.
‘Joker’ filmine olan ön yargıyı çok iyi anlayabiliyordum bu yüzden. Bazen bazı oyuncuları ömür boyu aynı karakteri canlandırırken izlemek ister insan, Joker’de de böyle olunca tamamı hayatının anlatılacağı bir filmde Joker’i oynayacak oyuncuya büyük sorumluluk düşüyordu.
Joaquin Phoenix’in ne kadar başarılı bir oyuncu olduğunu bizim söylememize gerek yok bence. Joker’i oynayacak kişinin de zaten basit ve sıradan bir oyuncu olmaması gerekiyordu tabi. Kim olursa olsun herkese beğendirmek imkansız olacaktı.
Joaquin Phoenix, Joker’i gayet başarılı bir şekilde giyinip oynamıştı. Ön yargıyı kırmak dünyanın en zor işidir ama bence bu film bir Joker filminden çok ‘nasıl Joker oldu?’ filmidir. O yüzden ben oyunculuğunu da anlatımını da beğendim.
Joker Filminden Neden Korkuluyor?
Bir çizgi film evreninde aynı anda en çok sevilen ve en çok nefret edilen karakterlerden biri olmak çok başka bir başarıdır. Bu durum filme karşı yaratılan ön yargılardan ikincisine çıkarıyor bizi. İkiyüzlülük, sevgisizlik, toplum baskısı vb. tüm bunlar hepimize bir yerlerden tanıdık geliyordur eminim.
Tamamını hatta daha fazlasını gördüğümüz bir toplumu barındıran ve şahsen bunların altında ezilen bir insanın sisteme karşı başlattığı isyanın aşama aşama gösterilmesi bazılarını rahatsız etmiştir.
Özellikle Amerika’da filmin vizyona girdiği tarihlerde yüz boyası ve maskelerinin yasaklanması, polis birimlerine ilave takviyelerin yapılması gibi önlemler alınması ise bir korkunun var olduğunu gösterir. Bu yüzden eleştirmenler arasında Joker henüz vizyona bile girmeden böyle bir filmin ne kadar mantıklı olup olmadığı yönünde çok fazla tartışma olmuştur.
Benim filmle ilgili şahsi fikirlerim olumlu yönde. Bir Joker ve DC Comics hayranı olarak beni dünyasına kazandı. Filmi çok başarılı buldum ancak tabi ki hayatımda izlediğim en iyi film diyerek bir abartma yapamam. Hayranlarının ön yargısız giderlerse seveceklerini düşünüyorum. Ayrıca filmde en sevdiğim kısımlardan biri de sonunun bildiğimiz Batman hikayesine bağlanış şekli oldu.
Todd Phillips’in yönettiği filmde, Phoenix’in yanı sıra De Niro, Brett Cullen gibi bir çok iyi oyuncuyu da izlemek keyifliydi. Muhteşem müzikleri de içinde barındıran Joker’e bir şans vermelisiniz.