Hakan Günday’ın Kitaplarından 20 Güzel Alıntı

Bugün size yakında ‘Daha’ adlı romanıyla vizyonda da göreceğimiz Hakan Günday’ın kitaplarından en güzel alıntıları derledim, iyi okumalar.

1) “Sorarlarsa, ‘Ne iş yaptın bu dünyada?’ diye, rahatça verebilirim yanıtını: Yalnız kaldım. Kalabildim! Altı milyar insanın arasında doğdum. Ve hiçbirine çarpmadan geçtim aralarından…”
-Kinyas ve Kayra

2) ”Yıllar önce okuduğum işe yaramaz bir kitaptaki tek işe yarar cümle şuydu: İnsanın kullandığı ilk alet, başka bir insandır…”
-Daha (Sayfa 26)

3) Herkesin öyle bir hikayesi yok muydu? Başlayıp da bitiremediği. Çünkü kimsenin dinlemediği… İçine atmak, diye bir şey varken, anlatmaya ne gerek vardı? İçine atıp sifonu çekmek varken. Alkolle dolu bir sifonu…
-Az (Sayfa 285)

4) Anarşist yazarların okunması gerekmez yaşanan yerde kaçma fikrinin ortaya çıkması için.
-Zargana (Sayfa 44)

5) Birbirimize anlatacak hiçbir şey ve her şeyimiz var.
-Kinyas ve Kayra (Sayfa 28)

6) Gelecek, geçmişin merhametine kalmıştır ve insan, ikisi arasında bir kurbandır.
-Piç (Sayfa 58)

7) Türkiye’de rakıyı içerken, kadehi önce sofraya vurur sonra diğer kadehlerle tokuştururuz.’
Elinde kadehiyle sabırsızlık içinde açıklamanın bitmesini bekleyen Gerard sordu.
‘Neden?’
‘İki nedeni vardır. Öncelikle sağlıklarına içtiğimiz ancak sofrada olmayan ve sevdiğimiz kişileri anmak için. İkinci nedense, rakının insanı konuşturmasından kaynaklanır. Kadeh sofraya vurulursa gizlilik yemini edilmiş demektir. O sofrada konuşulacak her konu o sofrada kalacak demektir. Rakı insanı soyar. Sarhoş, sofradan çıplak kalkandır. Ama sofranın adı rakı sofrasıdır. Yani çıplaklar kampı. Şerefinize!’
-Malafa

8) Ve bir aptalın ölmesi için fazla bir şey gerekmiyordu. Vicdanı taşıracak kadar hata ve göğüs kafesini parçalayacak kadar acı…
-Azil

9) Çok şey gördüm. Beni yüzüstü gömün…
-Daha

10) Ve kafam, il olma izni alabilecek kadar kalabalıktı.
-Kinyas ve Kayra

11) Batı hafiflemek, Doğu ağırlaşmak için kaldırır kadehini.
-Zargana (Sayfa 69)

12) Acı, insanın hayat tarlasında biçtiği buğdaylardan pişirdiği ekmektir. Dolayısıyla sabah kahvaltısı kadar kaçınılmazdır.
-Piç (Sayfa 91)

13) Düşünüyorum; öyleyse varlığımı yok edebilirim.
-Azil

14) “Kim seçiyor acaba, dedi içinden. Hangi hayalin gerçek olacağını? O hayali kuran mı, yoksa o hayali kurduran mı?” -Az

15) Düşünce şeytandan, davranış tanrıdandır. Hangi düşüncenin davranışa
dönüşeceğine karar verense insandır.
-Azil

16) Bir insan ya gitmek ister ya da kalmak. Gidenler üzüntüyü çarşaf yapıp üzerine yatar ve o çarşafın üzerinde bin bir zevk içinde hayatla sevişir. Kalanlarsa vasat hayatlarını, bir ürünün taban ve tavan fiyatlarına benzeyen taban ve tavan duygular içinde yaşayarak yerleşik düzenin sokak lambaları haline gelir…
-Zargana (Sayfa 44)

17) Bir şey aramayan asla kaybolmaz.
-Kinyas ve Kayra

18) Hayal gerçeğe katlanmak için gereklidir. Temel gıda, giyinme ve barınma gibi bedene yönelik harcamalar eti, hayaller ruhu doyurur.
-Malafa

19) “İyilik, ilk öğretilendi. Ancak geçerli değildi. Savaşlar, ihanetler ve yalanlar
insana aitti. Ve pişmanlık ya da komşunun hayatını eleştirmek, iyi olmaya yetmiyordu. Hiçbir şey, iyi olmak için yeterli değildi. Çünkü dünya ve insan eti, iyilikten yoksundu.”
-Azil

20) Bu hayatta kimseye hiçbir şeyi tam olarak anlatamayacağını anlamıştı. Biri için ölüm kalım meselesi olan, diğerinin gözünde toz kadardı.
-Az

BONUS 21) Çünkü bir adam vardı.Bir isim.Tuhaf bir adam.. Yüzünü ilk kez 1915’te,gazetede gördüğüm bir asker. Değil sadece hayatı,zamanı bile ters akıtacak kadar üstün bir dehaya baktığımı anlamıştım.
-Ziyan (Sayfa 190)