Tam adı: Gördesli Makbule Hanım Diğer adları: Makbule Hanım, Gördes Kızı, Makbule Efe Doğum tarihi: ??. ??. 1902 Doğum yeri: Gördes, Manisa, Osmanlı İmparatorluğu Ölüm tarihi: 17 Mart 1922 Ölüm yeri: Akkocalı, Akhisar, Manisa, Türkiye Ailesi: Abdullah Efendi (Babası) Eşi: Halil Efe (1920-1922) Çocukları: – Mesleği: Kuvay-i Milliye neferi Aktif Yılları: 1910’lu ve 1922 yılları arası
Ayşenur Arslan Kaç yaşında? Ailesi ve Burcu, Boyu Kaç?
Gördesli Makbule Hanım, 1902 yılında Manisa‘nın Gördes ilçesinde dünyaya gözlerini açtı. Kendisi, geniş aile yapısına sahip olan bir ailenin mensubudur. Ailesi, oldukça mütevazı bir çiftlik ile tarım arazilerine sahiptirler. Küçük yaşlardayken ata binme ve silah kullanma becerilerini özümsemiştir.
Özellikle ata binmeyi ve silah kullanmayı öğrenme konusunda oldukça yetenekliydi. Makbule Hanım, Eylül 1920 tarihinde Ustrumcalı Halil Efe ile hayatını birleştirdi. Zaman içinde, eşinin izinde akıncı olarak dağlara çıktı.
Milli Mücadele Kahramanı Şehit Makbule Hanım
1919 yılında başlayan Yunan işgali, Manisa’dan Salihli’ye, oradan da Gördes’e kadar ilerledi. Temmuz 1920’de Gördes’e saldırıldı, ancak savaşın en şiddetli yaşandığı bölgelerden biri olan bu kasabaya en büyük zarar, bir yıl sonra, Mayıs 1921’de verildi.
Bu kritik dönemde, Gördesli Makbule Hanım ile Halil Efe’nin düğünleri gerçekleşiyordu. Gördes işgal altındaydı, bu nedenle Demirci’de sade bir törenle evlenmeye karar verdiler. Ancak maalesef, evlilikleri kurtuluş mücadelesinin gölgesinde, kısa süreli bir mutluluk olarak kaldı.
Halil Efe, evliliklerinin ilk aylarında milli mücadeleye katılmak için eşinden gizli hazırlıklar yapmaya başlar. Ancak Makbule Hanım, durumu sezinler. Yine de eşine herhangi bir şey belli etmez, ancak içi rahat değildir. Eşi düşman işgaline karşı savaşırken, kendi evde beklemek istemez. Bu düşünce, yüreğine bir ok gibi saplanır.
Halil Efe savaşmak istediğinde, Makbule Hanım da geri durmaz. Çocukluğundan itibaren bu günler için yetiştirilmiş gibi hisseder kendini. Arkadaşları ona “Asker Makbule” derlerdi. Silah kullanmayı ve ata binmeyi öğrenmişti. Babasını Birinci Dünya Savaşı’nda, ağabeyini ise Yemen Savaşı’nda kaybeden Makbule, annesi tarafından yetiştirilmişti. Tüm bu deneyimler, Makbule’yi bu mücadeleye her yönden hazır kılmıştı.
Gördesli Makbule Hanım, Milli Mücadele’ye katılmak isteğini kocasına ifade etmekte zorlanır. Bu nedenle, kocası Milli Mücadele’ye katılmak için evden ayrıldığında, sessizce peşinden gitmek amacıyla hazırlıklara başlar. Halil Efe, arkadaşlarının yanına vardığında, Makbule Hanım’ın çalıların arasına gizlendiğini fark eder. Çalıların çıkardığı ses nedeniyle, saklanma çabaları boşa çıkar. Ancak, kocası Halil Efe’nin ısrarlarına rağmen, Makbule Hanım geri dönmeyi reddeder. Milli Mücadele’ye katılmak ve düşmana karşı savaşmak istediğini dile getirir.
Halil Efe ve diğer efeler, başlangıçta onu ikna etmekte zorlanırlar. Ancak sonunda efelerin komutanı olan Kaymakam İbrahim Ethem Bey’e yönelir. Gözlerindeki yaşlarla, bu manevi değeri yüksek mücadeleden mahrum kalmak istemediğini dile getirir. Makbule Hanım’ın kararlılığını gören İbrahim Ethem Bey, ona bir şans tanır ve onu kendi saflarına alır.
Her baskın anında, elinden hiç düşürmediği Japon filintasını yanına alan Gördesli Makbule Hanım, düşmandan ele geçirdiği doru atına biner ve müfrezenin arkasındaki pozisyonunu alırdı. Atlı birlikler içinde, at sürme becerisi diğer efelerden üstündü ve tehlikeli anlarda silahını diğerlerinden önce ateşlerdi.
Demirci, Gördes, Simav ve Sındırgı dağlarında akıncı kollarıyla birlikte dolaşan MakbuleHanım, en umutsuz anlarda bile efelerin moralini yükseltir ve her savaşta cesurca dövüşürdü. Kocasıyla birlikte iki kez pusuya düşseler de, ustaca sıyrılmayı başardılar. Güvemdere Muharebesi’nde büyük bir rol oynayarak zaferin kazanılmasına katkıda bulundu. Bozulan ve geri çekilen müfrezeleri cesaretlendirip, düşmana karşı yeniden saldırıya geçmelerini sağladı.
Gördesli Makbule Hanım’ın Şahadeti
Düşman birlikleri, efelerin konumlarını belirledikten sonra, hazırlıksız yakaladıkları efeleri yoğun bir ateşe tutarlar. Çatışma oldukça yoğundur ve her iki taraf da kayıplar verir. Çatışma sona erip düşman birlikleri geri çekildiğinde, efeler siperlerinden çıkarak Makbule Hanım’ı ararlar. Ancak sağ kalanlar arasında da, şehit olanlar arasında da onu göremezler. Biraz ileride, düşman ölülerinin olduğu alana baktıklarında, şehit olan Makbule Hanım’ı uzanmış bir şekilde görürler. Bu dokunaklı olay, tarihler 17 Mart 1922’yi gösterdiğinde gerçekleşir.
Kaymakam İbrahim Ethem Bey, hatıralarında şu sözleri dile getirir: “Uzaktan gelen bir kurşun Makbule’yi şehit etti.” Efeler, henüz yirmi yaşındayken hayatını kaybeden Makbule’yi, Sındırgı, Gördes ve Demirci arasında yer alan Koca Yayla bölgesine, kanlı elbiseleriyle sarılı ve gözyaşları içinde defnettiler. Defin törenini İbrahim Ethem Bey şu şekilde anlatır:
“Defnederken bütün etraf çocuk gibi ağlıyordu. Nasıl ağlanmaz ki 22 yaşından da genç Gördes kızımın gür ve kumral saçları başından ileriye uzanmış, zalim düşman kurşununun akıttığı beyni, bu uzun saçlar üzerine bir nur gibi akmış, hayata doymak değil, hayatın zevkini henüz yeni tatmaya başlamış ve görmüş, gözleri yarı açık, süzgün ve ağlar bir vaziyette. Bu ilahi manzara, bu levha-i hazin ve matem karşısında ağlamamak mümkün mü? Evvela Türklük, Türk kadınlığı, saniyen, Gördes Salisen Ailesi, Makbule Hanım’la ne kadar iftihar etse azdır. Öyle ümit ediyorum ki şu kadının namı hatıra-i millete unutulmaz.”
Mezarı 78 Yıl Sonra Bulundu
Halil Efe, eşi Gördesli Makbule Hanım’ın naaşını, Yunan işgaline karşı koruma amacıyla bilinmeyen bir yere gizlice defnetti ve mezar yerini sır gibi sakladı. Şehit Makbule Hanım’ın mezarı, 78 yıl boyunca sır olarak kaldı. Ancak Gördesli Makbule Hanım’ın defnedildiği yer, Haziran 2000’de, dönemin Balıkesir Ordu Donatım Okulu Komutanı Tümgeneral Kâmil Erdal Sipahi’nin ve merhum İbrahim Ethem Akıncı’nın oğlu Burhan Cahit Akıncı’nın gayretleri ve teşviki, aynı zamanda Balıkesir Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi öğretim görevlisi Zekeriya Özdemir’in çalışmaları sonucunda, Harlak Deresi’nde, Dereçatı mevkiinde bulundu. Mezarın bulunmasıyla birlikte, Gördes Belediyesi de mezarın çevresinde düzenleme çalışmalarını yaptı.