Bilim ve Teknoloji

Enlem, Boylam Nasıl Ve Ne Zaman Bulundu?

Enlem ve Boylam sözcükleri gündelik yaşamımızda; okulda, işte, televizyonda… oldukça fazla kullandığımız bir terimdir. Bu görünmez rehberlerin tarihi ve bulunuşu hakkında önemli detaylar mevcut.

Hipparkos yerküre üzerindeki coğrafi konumları enlem ve boylamla ifade edebilmek için teorik bir koordinat sistemi icat etmişti. Ancak, bu icadı takip eden, ticaret ve keşif dolu uzun yüzyıl boyunca seyyahlar, özellikle de deniz gezginleri, konumlarını belirlemek için pratik yöntemler geliştirmek zorunda kaldılar.

Hipparkos

Deniz Seyahatinde Sıkça Başvurulan Yöntem “Kör Tahmin”

Bunun için suya bırakılan bir kütük ve ona bağlı ip ile astronomik gözlemlerin kombinasyonundan yararlanılırdı. Denizci geminin pruvasından bir ipe bağlı kütüğü denize atar, onun kıç tarafında sürüklenişini gözlemlerdi.

İlginizi çekebilir: Sonbahar Ekinoksu Nedir? 23 Eylül Sonbahar Ekinoksu Mesajları

Kütüğün gemi mesafesini kat etmesi için geçen süreyi belirleyen denizciler, gemilerin hızını hesaplardı Ardından Güneş’in ve gece yıldızların açısını çapraz çubuk, arka çubuk veya usturlap ile ölçerek, geminin enlemini belirlerlerdi. Böylece yön ve hareket tayini yapmış olurlardı.

Vitrinde Bir Pisagor

Boylamı belirlemek ise çok daha zorluydu. Batlamyus A ile B yerleri arasındaki boylam farkını hesaplayabilmek için pisagor’un dik açılı üçgen teoremini kullanmıştı. Ama sorun şuydu ki, onun üçgeninin “bilinen” iki kenarı, A ve B enlemi arasındaki enlem paralelinin uzunluğu ile A ve B arasındaki kuş uçuşu mesafeydi.

Ne var ki bu mesafelerin her ikisi de, Yerküre’nin boyutu ve biçiminin belirsizliği dolayısıyla kesin olmayan mesafelerdi. O dönemde artık çoğu düşünürün inandığı üzere, Dünya’nın yuvarlak olduğu varsayılsa bile, kimse Yerküre çevresinin tam ölçüsünü ya da yer üzerinde bir derece enlem veya boylama karşılık gelen mesafeyi bilemiyordu.

İlginizi çekebilir: Coğrafi İşaret Nedir? Türkiye’nin Coğrafi İşaretli Ürünleri

enlem boylam

Hesaplar Deniz Kronometresinden

Yine Yunanlarca bilinen alternatif bir seçenek, boylam-zaman denklemini içeriyordu. Dünya kendi ekseni üzerinde dönerken, belli bir boylamdan batıya doğru uzaklaştıkça gündoğumu vakti daha ileri doğru kayar.

Boylamın 360 derecesi, dünyanın tam dönüşüne karşılık gelen 24 saati kapsar. Diğer bir deyişle boylamdaki bir derecelik değişimle birlikte yerel saat, doğal olarak 720 dakikalık, yani 12 saatlik fark gösterir.

Deniz Kronometresi

Seyrüseferciler Ve Londra

Ancak, 18. yüzyıldan önce doğru işleyen taşınabilir saatler olmadığı için, seyrüsefercilerin -ayrıntılı astronomik gözlemler sonucu göksel saat kullanılarak belirlenen- yerel saati, Londra’da ölçülen saatle karşılaştırmaktan başka şansı yoktu. Yani boylamın (tıpkı enlem gibi) tamamen astronomik olarak belirlenmesi gerekiyordu ki, bu da “Ay mesafesi” yönteminin kullanılması anlamına geliyordu.

18. yüzyılın git gide gelişen teleskopları sayesinde seyrüseferciler yerel ölçümle belirledikleri Ay’ın ufuk üzerindeki yüksekliğini, belli bir yıldızın ufuk üzerindeki yüksekliğin ve Ay ile Güneş arasındaki açısal mesafeyi, aynı konumları içeren tablolarla karşılaştırabiliyorlardı. Londra ya da Paris’te hazırlanan bu tablolar, aynı tarihte günün ve gecenin belli vakitlerine göre tespit edilmiş gezegen ve yıldız konumlarını kapsıyordu.

Seyrüseferi gökten yararlanarak yerel saatleri belirleyebildiği için, Londra ya da Paris’le arasındaki zaman farkını ve böylece kendi boylamını çıkarabiliyordu. Ancak, bunlar oldukça zor hesaplardı, ışık kırılması, paralaks ve ufuk eğimi gibi etkenler yüzünden düzelti gerektiriyordu ve gemi sallanırken bu işlemleri yapmak neredeyse olanaksızdı.

Eratosthenes

İlk Denizcilik Almanağı

İlk kez 1767’de kraliyet gökbilimcisi tarafından yayımlanan Nautical Almanac’ta (Denizcilik Almanağı) düzenli olarak güncellenen (ve efemerisler diye bilinen) bu tablolar, Britanya gibi deniz seferine düşkün bir ülke için 19. yüzyıla dek ulusal önlemini korudu.

Ancak 18. yüzyıl ortalarında John Horrison tarafından tasarlanan deniz kronometreleriyle birlikte saatlerin taşınabilirliği ve doğruluğu da zaman içinde büyük ölçüde gelişti.

1884’ten sonra seyrüseferciler bir saate bakarak yerel saatlerini Greenwich Saati ile karşılaştırabiliyor, boylamlarını kolayca belirleyebiliyorlardı. Günümüzde elbette hem enlem hem de boylam, Küresel Konumlama Sistemi’nin uyduları sayesinde, birkaç tuşa basarak öğrenebiliyor.

İlgili Videolar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu