Bu yazımda daha önce okumuş olduğum ve çok beğendiğim romanları siz kitap severlere tanıtacağım. Umarım siz de zevkle okur ve başkalarına tavsiye edersiniz. Haydi başlayalım!
ÇİZGİLİ PİJAMALI ÇOCUK
John Boyne’nin yazmış olduğu roman, 2007 yılında yayımlanmıştır ve çok beğenilerek okunmaktadır. Öyle ki, Çizgili Pijamalı Çocuk romanı sinemaya da uyarlanmış ve adını daha çok duyurmayı başarmıştır. Romanın baş kahramanı çocuk olduğu için, çocuk romanı olarak tanımlansa da yetişkinlerin de çok ilgisini çekmiştir.
Konusunu, ikinci dünya savaşı sırasında Nazi dikta yönetimi altındaki Almanya’da yaşayan küçük bir çocuğun ve arkadaşının başından geçen olaylardan alıyor. Çocuk kitabı olarak kaleme alındığı için sade ve basit bir dille yazılmış. Sürükleyici anlatımı sayesinde kitabı hiç elinizden bırakmadan bir gecede bitirmeniz mümkün. Kitap bittiğinde ise etkisinden kurtulmanız epey zaman alıyor. Bu nedenle bu romanı okumanızı şiddetle tavsiye ediyorum.
İKİ ŞEHRİN HİKAYESİ
İngiliz yazar Charles Dickens’ın en ünlü eserlerinden bir tanesi olan İki Şehrin hikayesi, 1860 yılında yayımlanmış ve klasik eserler arasına girmiştir. Dünya edebiyatında bugüne kadar yazılan en iyi kült eserlerden bir tanesidir. Bu kitap konusunu, Fransız Devrimi sırasında ve onun öncesinde Paris ve Londra’daki olaylardan alır. İhtilal dönemindeki devrim taraftarları ve terör tarafları arasında kalarak yaşamaya çalışan bir grup insanın zorluklara karşı yaşama tutunma maceralarını anlatır.
Charles Dickens’ın yazmış olduğum en iyi eser dediği kitapta, Londra aydınlık ve barış dolu günleri temsil ederken, Paris karanlık ve savaşı temsil ediyor. Bir solukta okuyabileceğiniz bu kitap hüznü ve mutluluğu size aynı anda yaşatacak.
SATRANÇ
Ünlü yazar Stefan Zweig’in yazmış olduğu ve klasikler arasında yerini alan Satranç romanı uzun yıllar önce kaleme alınmasına rağmen değeri yeni yeni anlaşılmakta olan eserlerdendir. Kitap, konusunu New York’tan Buenos Aires’e giden bir yolcu gemisinde yolculuk eden bir satranç şampiyonu ve satranç hayranı bir milyonerin rekabet dolu satranç turnuvasından almaktadır.
Romanda bu turnuvanın seyircilerinden biri olan Avustralyalı bir göçmenin eskiden başından geçen olaylar anlatılmaktadır. Başlarda basit bir konusu olduğunu düşündüren roman kitabın ortalarına doğru acı gerçeği açığa çıkarıyor. Sürükleyici ve basit anlatımı sayesinde bir gecede bitirebileceğiniz eserlerden bir tanesi olan bir kitap, son derece çarpıcı ve kült bir eser olarak beğenileri üzerine topluyor.
SERENAD
Zülfü Livaneli’nin kaleme almış olduğu ve 2011 yılında yayımlanan kitap, birçok dile çevrilerek birçok ülkede beğenilerek okunmaktadır. Hem geçmişi hem de şu anı iç içe geçirerek anlatan yazar, bir profesörün ve karısının başından geçen trajik olayı konu alır. Aşkın ve tarihin aynı anda birleştirerek ele alındığı romanda Yahudi Soykırımı’nın acı izleri ve bir grup insanda açtığı yara ele alınıyor.
Bunun yanı sıra hem toplumsal hem de siyasal noktalara değiniyor ve sizi bazı tarihi gerçekleri araştırmak için güdülüyor. Bu kitapta 60 yıl boyunca süren bir aşkın izlerini derinden hissederek hem hüzünlenecek hem de gülümseyeceksiniz. Birçok kişi tarafından büyük bir beğeni ile okunan bu kitap, bir solukta okuyabileceğiz ve kesinlikle tavsiye ettiğim eserlerden bir tanesi.
SOL AYAĞIM
Christie Brown’un en ünlü eseri olan Sol Ayağım, konusunu yazarın kendi yaşam öyküsünden almakta olup gerçek bir hikayedir. Doğuştan felç olarak dünyaya gelen ve sağ ayağını kullanamayan baş kahraman, sol ayağını geliştirerek her işini kendisi halletmeye çalışmaktadır.
Bu romanda; resim yapma, okuma ve yazma, sol ayağını kullanma konusunda ustalaşan ve yaşam mücadelesi veren kahramanın yaşam öyküsüne tanık oluyoruz. Akıcı ve sürükleyici anlatımı ile ilgileri üzerine çeken kitap, en çok basılan kitaplar arasında yer alıyor.
