Dört Büyük Şair Ve Bir Güzel Kadın: Tomris Uyar
Türk Edebiyatı’nın güçlü çevirmeni ve öykü yazarı, özgür ruhlu Tomris Uyar, hem çeviri ve öyküleriyle hem de yaşadığı aşklarıyla adından oldukça fazla söz ettirmiş; İkinci Yeni şiir döneminde adına yazılan şiirler edebiyatımıza derin izler katmıştır. Paylaşılamayan kadın Tomris Uyar ve onu elde etmek isteyen büyük şair. Peki bu büyük şairler kimler?
Kolej Aşkı: Ülkü Tamer
Tomris Uyar ve Ülkü Tamer aynı kolejde okudular ve mezun olduktan hemen sonra evlendiler. Tomris Uyar ilk çevirisi “Tagore”, “Şekerden Bebek”i bu dönemde Tamer soyadı ile yazı dünyasına kazandırdı. Birbirini her anlamda çok iyi tamamlayan bu çiftin evliliği de bir o kadar trajik bir biçimde sona erdi. Evliliklerinden “Ekin” adında bir kız çocukları dünyaya geldi. Ekin henüz birkaç haftalıkken sütten boğularak hayata gözlerini yumdu, büyük tramva yaşayan çift bir süre sonra boşandı.
Cemal Süreya
Cemal Süreya ve Tomris Uyar Ankara’da Sanatseverler Lokali’nde tesadüf eseri aynı masada rakı içerlerken tanıştılar. Tanıştıkları sırada her ikisi de evliydi, kimi söylentilere göre birlikte olabilmek adına eşlerinden ayrıldılar.
Cemal Süreya’nın Tomris Uyar için yazmış olduğu şiir
“Ay ışığında oturduk
Bileğinden öptüm seni
Sonra ayakta öptüm
Dudağından öptüm seni
Kapı aralığında öptüm
Soluğundan öptüm seni
Bahçede çocuklar vardı
Çocuğundan öptüm seni
Evime götürdüm yatağımda
Kasığından öptüm seni
Başka evlerde karşılaştık
İliğinden öptüm seni
En sonunda caddelere çıkardım
Kaynağından öptüm seni”
Şahsiyet Rötarı
Her akşam işten çıktığı gibi doğruca evine dönen Cemal Süreya’ya eşi Tomris Uyar bir gün “Yarın eve biraz geç gel, arkadaşlarınla vakit geçir, gez dolaş” dedi. Ertesi gün her zaman geldiği saatten on dakika geç geldi Cemal Süreya. Takip eden gün on beş, sonraki gün yarım saat… Bu akşamların birinde örtü silkelemek için balkona çıkan Tomris Uyar apartmanın pervazında oturup duran Cemal’i görmesiyle geç kalmaların nedeni ortaya çıktı. Cemal Süreya her akşam eve geldiği saatte orada oluyor fakat aşağıda oturup bilerek gecikiyordu. Tomris Uyar ise bu duruma şairane bir tavırla “Şahsiyet Rötarı” adını koydu.
Bu Aşk Da Tükendi
Geçen üç yılın ardından önceki gibi bu aşk da tükenme noktasına geldi ve aşk dostluğa evrildi.
Ayrılıktan sonra Tomris Uyar, “Benden ayrıldı ancak rahat edemedi. Ona göre bana sahip olunamazdı.” dedi. Cemal Süreya ise Tomris Uyar için “Senden ayrıldığım zaman, senin hakkında, hikayen hakkında sevdiğimi belirtecek hiçbir şey söylemeyeceğim; benim ağzımdan kimse duymayacak” ve ifade ettiği gibi ayrıldıktan sonra hiç kimseye tek bir söz dahi etmedi.
Uzun Soluklu Aşk: Turgut Uyar
Tomris Uyar Turgut Uyar ile tanışma hikayesini şöyle anlatır:
“1966 yılında Cemal Süreya’dan ayrılmak üzereydim. O da kendi eşinden ayrılmışve çocuklarıyla İstanbul’a gelmişti. Burada tanışmış olduk. Gerçek tanışmamız sanırım o, çünkü o zaman yakın şekilde oturup sohbet etme şansı yakaladık ve mektuplaşma dönemi başladı. Bu mektuplar ilk zamanlar yalnızca şiir üzerineydi.
Nüshaları hala bende duruyor. Genel olarak onun şiir üzerine düşünceleri, benim de onun şiiri üzerine düşüncelerim yer alır. Ve anımsadığım kadarıyla çok sıkışık bir dönemdeydi. Evliliğinde yaşadığı uyumsuzluk ve tedirginlik şiirlerine de yansımıştı. Örneğin yedi yıldır şiir yazmıyordu. Esin kaynağı olduğumu iddia edemem ancak şiir yazması için çok rica ettiğim, çok dürttüğüm doğrudur.
Ankara’da tanışan bu ikili şiir ile başlayan ilişkisi aşka doğru yol aldı. 1969 yılında dünya evine girdiler. Bu evliliklerinden Turgut adında bir erkek çocukları dünyaya geldi. Turgut Uyar’ın Tomris Uyar’ı her an kaybetme korkusu ve kaygısıyla yaşamasını “Turgut, beni her an elinden kaçıracak, kaybedecekmiş kaygısıyla kendini yıpratacak; ben ise hiçbir yarışın olmadığı bir alanda, sürekli birinci seçilmekten yorulacaktım.” şeklinde ifade etmiştir.
Bozuk Saat
Tomris Uyar’ın en uzun süren ilişkisi 1985 yılında Turgut Uyar’ın hayat gözlerini yummasıyla son buldu. Turgut Uyar’dan geriye kendi adında bir çocuğu ve “Bozuk Saat” adındaki şiir kaldı:
Herkes seni sen zanneder.
Senin sen olmadığını bile bilmeden,
Sen bile..
Seni ben geçerken,
Derim ki,
Saati sorduklarında;
Onu ”O” geçiyordur.
Kimse anlam veremez.
Tamir ettirmedin gitti derler şu saati.
Ettirmek istiyor musun demezler.
Bir bozuk saattir yüreğim, hep sende durur.
Zamanı durdururum yüreğimde,
Sensiz geçtiği için,
Akrep yelkovana küskündür.
Şu bozuk saat çalışsa benim için ölümdür.
Bil ki akrep yelkovanı geçerse,
Atan bu yüreğim durur.
Bırak bozuk kalsın, hiç değilse;
Bir bozuk saattir yüreğim, hep sende durur.
Fazla Şiirden Ölen Edip Cansever
Fazla şiirden ve bununla birlikte platonik aşkından öldü Edip Cansever. “Tomris rakıyı çok severdi, bense onu…” notunu peçeteye yazmıştı Tomris ile birlikte oturdukları bir rakı masasında.
“Edip’e şiir yazmayı ben öğrettim” der Cemal Süreya.
“Bu ikisi tartışırken ben de gittim Tomris’le evlendim” diye araya girer Turgut Uyar.
Edip Cansever diğer şairler arasında en şanssızı sayılırdı. Çünkü Tomris Uyar kendisine aşık olmadı. Ancak en samimi dostlarından biriydi. Tomris Uyar’a karşı gizleyemediği bir hayranlık ve sevgi besliyordu içinde. Cansever, Tomris Uyar’ın doğum günü olan 15 Mart tarihinde bir şiir yazarak aşkını bir kez daha ilan etmişti.
”…
bir adın vardı senin, Tomris Uyar’dı
adını yenile bu yıl, ama bak Tomris uyar olsun gene
ben bu kış öyle üşüdüm ki sorma
oysa güneş pek batmadı senin evinde
söyle
ben seni uzun bir yolda yürürken gördüm müydü hiç.”
Tomris Uyar, Edip Cansever hakkında şunları dile getirmişti: “Aşk duygusu ya da sevgililik zaman içinde yara alabiliyor, örselenebiliyor, bitebiliyor. Bitmeyen tek aşkın gerçek ve lirik bir dostluk olduğunu Edip Cansever öğretti bana.”
Ölmeme Günü
Tarihteki 26 Martların birinde Cemal Süreya, Edip Cansever, Turgut Uyar, Can Yücel ve Tomris Uyar’ın yer aldığı grupta söz dönüp dolaşıp ölüme gelince, Turgut Uyar meyhaneciden bir şişe açılmamış rakı istedi ve “Bu şişeyi gelecek sene bugüne dek saklıyoruz, 26 Mart’ta burada yine buluşup birlikte içeceğiz bu rakıyı” diyerek 26 Mart’ı hep birlikte “Ölmeme Günü” olarak ilan ettiler. Bu tören 1985 yılında Turgut Uyar hayatını kaybedene dek her gün devam etti.
Yaptığı çeviriler ve yazdığı öykülerle Türk edebiyatında çok farklı bir yere sahip olan Tomris Uyar, 2003 yılında hayata gözlerini yumdu.