Yerli Erkek Ünlüler

Ataol Behramoğlu Kimdir?

instagram takipçi hilesi

ataol 3
Tam adı: Ataol Behramoğlu
Doğum tarihi: 13 Nisan 1942
Doğum yeri: Çatalca / İstanbul
Burcu: Koç
Ailesi: İsmet Behramoğlu (Annesi), Haydar Behramoğlu (Babası), Nihat Behram (Kardeşi), İsmet Behramoğlu (Kardeşi)
Eşi: Hülya İşbilir Behramoğlu
Çocukları: Barış Behramoğlu
Mesleği: Yazar, Şair
Aktif Yılları: 1960 yılından bu yana
imdb-logo
spotify-connect-compatibility-logo-
Sosyal Medyada
instagram-hesabi facebook-sayfasi twitter-hesabi>

Hakkında

Ataol Behramoğlu kimdir? Ataol Behramoğlu, 13 Nisan 1942 yılında İstanbul Çatalca’da dünyaya gelmiştir. Babasının askerlik görevi nedeniyle Azerbaycan kökenli bir ailenin çocuğudur. Annesi İsmet Hanım, babası ise yüksek ziraat mühendisi Haydar Behramoğlu’dur. İlkokulu üçüncü sınıfa kadar Kars’ta okuduktan sonra ilk, orta ve lise öğrenimini babasının ziraat müdürü sıfatıyla görev yapmış olduğu Çankırı’da 1960 yılında tamamlamıştır. Yazdığı ilk şiirler ailesinin soyadı, “Ataol Gürus” ile Çağrı, Yeşil Ilgaz ve Çankırı gibi dergi ve yerel gazetelerde yayınlandı.

1962 yılında üyesi olduğu Türkiye İşçi Partisi’nin (TİP) örgütlü çalışmalarında yer aldı.

1966 yılında Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi, Rus Dili ve Edebiyatı bölümünden başarı ile mezun oldu. Üniversite’de iken, Ataç, Yapraklar, Evrim, Dost gibi dergilerde dikkat çeken şiirleriyle yer aldı. Bu dönem şiirlerini bir arada topladığı ilk şiir kitabı “Bir Ermeni General” 1965 yılında Toplum Yayınevince Ankara’da basıldı.

Kitap olarak basılan ilk çevirisi ise Anton Çehov’un eseri “İvanov” 1967 yılında basıldı. 1969 yılında basılmış olan “Bir Gün Mutlaka” adındaki şiir kitabı ile kuşağının öncü bir şairi olarak kabul görmüştür.

Asıl şiir kimliği 1965-1971 yıllarında Halkın Dostları, Papirüs, Yeni Dergi, Yeni Gerçek ve Şiir Sanatı’nda çıkan şiirleri ile oluşmuştur. Halkın Dostları adlı dergiyi İsmet Özel ile birlikte çıkarmışlardır. Ancak dergi 12 Mart askeri muhtırasından dolayı kapatıldı.

Siyasi sebeplerle 1970 yılında yurt dışına çıkan Behramoğlu, 1970-1972 yılları arasında hayatını Londra ve Paris’te Sovyet Yazarlar Birliğinin davetlisi olarak gitmiş olduğu Moskova’da edebiyat ve dil konularında çalışmalarını sürdürmüştür. Moskova Devlet Üniversitesi’nde Rus edebiyatı üzerine lisansüstü çalışmalar gerçekleştirmiştir. 1974 yıında çıkarılan af yasası ile birlikte tekrar Türkiye’ye dönmüştür.

Muhsin Ertuğrul yönetiminde İstanbul Belediyesi Şehir Tiyatrolarında dramaturg olarak görev almıştır. 1980 askeri darbesi sırasında bu görevden ayrılmak zorunda kalmıştır. 60’lı ve70’li yıllarda başlamış olduğu çeviri çalışmalarını devam ettirerek Rus edebiyatından Anton Çehov, Mihail Lermontov, Puşki ve Maksim Gorki gibi yazar ve şairlerin eserlerini dilimize çevirmiştir.

1979 yılında Türkiye Yazarlar Sendikası genel sekreterliğine seçildi. Rus asıllı Ludmila Denisenko ile gerçekleşen evliliğinden kızı Barış dünyaya gelmiştir.

1976 yılında yayınlanmış olan “Ne Yağmur… Ne Şiirler”, 1978 yılında yayınlanan “Kuşatmada”, 1979 yılında yayınlanan “Mustafa Suphi Destanı”, 1983 yılında  yayınlanan “Dörtlükler” gibi şiir kitapları ile çağdaş Türk şiirinin önemli temsilcileri arasındaki yerini alan Behramoğlu, 1982 yılında sıkıyönetim tarafından Türkiye Barış Derneğine yönelik açılan dava sebebiyle 10 ay cezaevinde kalmıştır. Cezaevinde iken şahsına Asya-Afrika Yazarlar Birliği tarafından verilen Uluslararası Lotus Edebiyat Büyük Ödülü’nün sahibi olmuştur. 1983 yılına gelindiğinde 8 yıl hapse mahkum oldu. 1984 yılında gizlice Fransa’ya gitti. Kısa bir süre sonra da pasaport alamayan ailesini gizlice yurt dışına çıkarmıştır.

1985-1986 yılları arasında Paris Sorbonne Üniversitesi’nde Rus edebiyatı ve karşılaştırmalı edebiyat alanında lisansüstü çalışmalar yaptı. 1986 yılında Paris’te yaşayan ressam Yüksel Aslan’la birlikte Fransızca Türk edebiyatı dergisi “Anka”yı kurdu ve yönetti.

İlginizi çekebilir: En İyi Motivasyon Sözleri Derlemesi

“Ne Yağmur Ne Şiirler” adlı kitabının yeni basımının mahkeme kararı ile toplatılarak imha edilmesinin ardından Behramoğlu bir hafta boyunca göz hapsinde tutulmuştur. Kitap bir süre sonra beraat etmiştir. 1981 yılında “İyi Bir Yurttaş Aranıyor” adı altından toplamış olduğu şiirler Türkiye’de “siyasal kabare” türü ile ilk kez çıktığı seyirci karşısında çok beğenilirken ardından birçok kere de gösterisi yapılmıştır.

1995-1999 yılına dek iki dönem Türkiye Yazarlar Sendikası Genel Başkanlığı görevini üstlenmiştir.

2002 yılında Türkiye PEN Yazarlar Derneği “Dünya Şiir  Günü Büyük Ödülü”nün sahibi oldu.

1992 yılında İstanbul Üniversitesi’nde başlamış olduğu Rus Dili ve Edebiyatı öğretim üyeliği görevini 2003 yılında aynı üniversitede doçent olarak 2009 yılında ise Beykent Üniversitesi’nde profesör olarak devam etti.

Şu an İstanbul Aydın Üniversitesi’nin öğretim kadrosunda yer almaktadır.

2007 yılında Rusya Federasyonunun uluslararası Puşkin Madalyası ile ödüllendirilen ilk Türk şairi olmuştur. 2008 yılında çeşitli şiirlerinin yer aldığı geniş bir seçmeler kitabı ABD’de yayınlandı.

Azeri Türkçesi, Yunanca, Macarca, Bulgarca, Sırpça ve İngilizce’de kitap halinde yayınlanan şiirleri birçok dile çevrilerek dergi ve seçkilerde yer almıştır.

Cumhuriyet gazetesinde köşe yazarlı görevini sürdürmektedir.

Ataol Behramoğlu Eserleri

Şiir:

  1. Bir Ermeni General (1965)
  2. Bir Gün Mutlaka (1970)
  3. Yolculuk Özlem Cesaret ve Kavga Şiirleri (1974)
  4. Ne Yağmur… Ne Şiirler… (1976)
  5. Kuşatmada (1978)
  6. Mustafa Suphi Destanı (1979)
  7. Dörtlükler (1983)
  8. İyi Bir Yurttaş Aranıyor (1983)
  9. Şiirler 1959-1982 (1983)
  10. Türkiye Üzgün Yurdum, Güzel Yurdum (1985)
  11. Kızıma Mektuplar (1985)
  12. Eski Nisan (1987)
  13. Bebeklerin Ulusu Yok (1988)
  14. Bir Gün Mutlaka (1991)
  15. Yaşadıklarımdan Öğrendiğim Bir Şey Var (1991)
  16. Sevgilimsin (1993)
  17. Aşk İki Kişiliktir (1999)
  18. Yeni Aşka Gazel (2002)
  19. İki Ağıt (2007)
  20. Beyaz İpek Gibi Yağdı Kar (2008)
  21. Okyanusla İlk Karşılaşma (2008)
  22. Hayata Uzun Veda (2008)

Düzyazı (Deneme-İnceleme)

  1. Yaşayan Bir Şiir (1986, eklerle yeni basım 2007)
  2. Şiirin Dili-Anadil (1995 eklerle yeni basım 2007)
  3. Utanıyorum (1996)
  4. Mekanik Gözyaşları (1997)
  5. Nazım’a Bir Güz Çelengi (1997, eklerle yeni basım: Nazım Hikmet-Tabu ve Efsane (2008)
  6. İki Ateş Arasında (1998)
  7. Kimliğim İnsan (1999)
  8. Başka Bir Açı (2000)
  9. Gerçeklik Duygusunun Kaybolması (2001)
  10. Rus Edebiyatı Yazıları (2001)
  11. Rus Edebiyatında Puşkin Gerçekçiliği (2001)
  12. Kendin Olmak ya da Olmamak (2003)
  13. Yeni Ortaçağın Saldırısı (2004)
  14. Biriciktir Aşk (2005)
  15. Rus Edebiyatının Öğrettiği (2008)
  16. Sivil Darbe (2009)
  17. Benim Prens Adalarım (2010)
  18. Yolculuk,cesaret ve kavga şiirleri

Anı:

Aziz Nesin’li Fotoğraflar (1995)

Gezi:

Başka Gökler Altında (1996)
Yurdu Teninde Duymak (2008)

Tiyatro:

Lozan (1992)

Mektup:

Genç Bir Şairden Genç Bir Şaire Mektuplar (İsmet Özel’le mektupları,1995)
Şiirin Kanadında Mektuplar (M.Demirtaş’la mektupları,1997)

Antoloji:

Büyük Türk Şiiri Antolojisi (2 cilt,1987)
Dünya Şiiri Antolojisi ( 4 cilt,1997 Ataol Behramoğlu-Özdemir İnce)
Çağdaş Bulgar Şiiri Antolojisi (1983,Özdemir İnce-Ataol Behramoğlu, eklerle yeni basım 2008)
Çağdaş Rus Şiiri Antolojisi (eklerle yeni basım, 2008)
Uçur Diye, Ey Aşk (Tematik Aşk Şiirleri, 2007)

Çeviri:

  1. Anton Çehov-Büyük Oyunlar (İvanov-Orman Cini-Vanya Dayı-Martı-Üç Kızkardeş-Vişne Bahçesi)
  2. Aleksandr Puşkin-Bütün Öyküler, Bütün Romanlar
  3. Aleksandr Puşkin-Seviyordum Sizi (şiirler)
  4. Aleksandr Puşkin-Erzurum Yolculuğu
  5. Maksim Gorki-Yaşanmış Hikâyeler
  6. Maksim Gorki-Bozkırda
  7. İvan Turgenev-Arefe
  8. Mihail Lermontov-Hançer (şiirler)
  9. Jose Marti-Göklerde Eriyip Gitmek İsterdim (şiirler)
  10. E. Babayev-Nâzım Hikmet
  11. V. Tulyakova-Nâzımla Son Söyleşimiz
  12. A. Fevralski-Nâzım’dan Anılar
  13. S. Viladimirov, D. Moldvaski-Mayakovski
  14. A. M. Şamsuddinov-Türkiye Ulusal Kurtuluş Savaşı Tarihi
  15. Fyodor Dostoyevski-Puşkin Üzerine Söylev

En Meşhur Şiiri: Yaşadıklarımdan Öğrendiğim Bir Şey Var

YAŞADIKLARIMDAN ÖĞRENDİĞİM BİRŞEY VAR

Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var:
Yaşadın mı, yoğunluğuna yaşayacaksın bir şeyi
Sevgilin bitkin kalmalı öpülmekten
Sen bitkin düşmelisin koklamaktan bir çiçeği

İnsan saatlerce bakabilir gökyüzüne
Denize saatlerce bakabilir, bir kuşa, bir çocuğa
Yaşamak yeryüzünde, onunla karışmaktır
Kopmaz kökler salmaktır oraya

Kucakladın mı sımsıkı kucaklayacaksın arkadaşını
Kavgaya tüm kaslarınla, gövdenle, tutkunla gireceksin
Ve uzandın mı bir kez sımsıcak kumlara
Bir kum tanesi gibi, bir yaprak gibi, bir taş gibi dinleneceksin

İnsan bütün güzel müzikleri dinlemeli alabildiğine
Hem de tüm benliği seslerle, ezgilerle dolarcasına

İnsan balıklama dalmalı içine hayatın
Bir kayadan zümrüt bir denize dalarcasına

Uzak ülkeler çekmeli seni, tanımadığın insanlar
Bütün kitapları okumak, bütün hayatları tanımak arzusuyla yanmalısın
Değişmemelisin hiç bir şeyle bir bardak su içmenin mutluluğunu
Fakat ne kadar sevinç varsa yaşamak özlemiyle dolmalısın

Ve kederi de yaşamalısın, namusluca, bütün benliğinle
Çünkü acılar da, sevinçler gibi olgunlaştırır insanı
Kanın karışmalı hayatın büyük dolaşımına
Dolaşmalı damarlarında hayatın sonsuz taze kanı

Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var:
Yaşadın mı büyük yaşayacaksın, ırmaklara,göğe,bütün evrene karışırcasına
Çünkü ömür dediğimiz şey, hayata sunulmuş bir armağandır
Ve hayat, sunulmuş bir armağandır insana

Videoları

 

 

 

Fotoğrafları

Kaynak
googlebiyografiinfo

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Instagram takipçi hilesi
Başa dön tuşu