Korku, insanoğlunun yapısı gereği bünyesinde barındırdığı en temel insani duygulardan birisidir. Korku, bir belirsizlik karşısında tehdit algısı ile tetiklenen, rahatsız edici ve olumsuz bir his. Korku belirli bir ağrı veya tehdit olarak algılanan bir eylem sonucunda uyarıcı bir tepki olarak ortaya çıkmaktadır. Korku yaşamsal bir faaliyettir. Tehlike ile karşılaşan birisi korkar ve korku sonucunda kaçmaya çalışır. Bir kişi yaşadığı döneme, içerisinde bulunduğu mekana, ulusunun kültürü gibi birçok etmenler sayesinde birçok farklı korku deneyimleri karşılaşabilmektedir.
Korku üzerine, Psikoloji alanında uzman kişiler tarafından birçok araştırma yapılmıştır ve bu araştırmalar sonucunda korku hakkında bazı önemli sonuçlar elde edilmiştir.
Sonuçlar:
- Korku, kişinin gerçek bir tehdit veya tehlike karşısında bünyesinin istemsizce göstermiş olduğu tepkidir.
- Korku, canlı varlıkların (görünen veya görünmeyen) tehlikeler karşısında kişilerin gösterdikleri en doğal tepki ve savunma mekanizmasıdır.
- Bir insanın korkuya kapılabilmesi için ruhen ya da fiziken tehlikeli bir uyaranın, kendisini kişiye göstermesi gerekmektedir.
- Korku esnasında kişi “Tehlike var ancak ben onunla başa çıkabilirim” psikolojisine bürünürse, daha az korkuya kapılacaktır ve karşısındaki tehlike ile başa çıkma olasılığı o kadar artacaktır.
- Korku tamamen kişiye özel bir duygudur. Birini çok korkutan bir şey sizi hiç rahatsız etmezken, sizi çok korkutan bir durum diğer kişinin umurunda olmayabilir. Kısaca, korku öznel bir deneyimdir.
Heyecan ve korku durumunda vücudumuz bünyemizde ürettiğimiz Adrenalin hormonunu salgılamaya başlamaktadır. Adrenalin salgılanması sırasında insanın vücudunda bazı durumlar oluşur.
Oluşan Durumlar:
- Damarlar genişler.
- Kan basıncı artar.
- Kalp atışı hızlanır.
- Göz bebekleri büyür.
- Kan şekeri yükselir.
