Barış Manço'nun Sözleri!

Barış Manço sanatıyla, sesiyle, sözüyle ve duruşuyla Türk halkının gönlünde taht kurmuş bir sanatçıdır ve aynı zamanda da kültür elçisidir. Vefatının ardından geçen onca yıla rağmen aynı özlemle anılmakta ve eserleri dilden dile dolaşmaktadır. Üstelik yalnızca şarkılarıyla değil, yaptığı çocuk programlarıyla da tüm çocukların Barış Abisi olmuştur. Anadolu rock müziğinin temsilcisidir.

Öğüt niteliğindeki sözleri ve şarkılarında verdiği ince mesajlarla nesilden nesile izlerini sürdürmeye devam etmiştir. Kendini insanlığa ve doğruluğa adamış örnek bir sanatkardır. Kimi zaman hüzünlere salan, kimi zaman yüzümüzdeki tebessümün sebebi olan pek çok mısranın sahibidir de diyebiliriz!

Bizler de bu yazımızda ünlü sanatçının gerek eserlerinde yer verdiği gerek röportajlarında sarf ettiği özlü sözlerini sizin için derledik. Birbirinden değerli mesajlar içeren bu sözleri hatırlamak için yazımızı okumaya devam edebilirsiniz. Konuya ilişkin videolara ise yazımızın son bölümünde ulaşabilirsiniz.

Barış Manço Sözleri!

Hiçbir Allah’ın kulu, hiçbir şeyi laf olsun diye yapmıyor. Bunun karşılığı bazen maddeyle, bazen maddenin dışı manevi şeylerle, bazen her ikisiyle ölçülür.
Oğullarımın isimleri doğdukları gün aklıma geldi. Belki de doğunun ve batının barış içinde olmasından dolayı bu isimleri koymuşumdur.
Ne yazık ki, her beraberliğin bir de ayrılığı oluyor; ne yazık ki, her başlangıcın bir sonu olduğu gibi.
Ben yaşarken kendime sanatçı diyemem, çok ayıptır. Ancak on, yirmi, kırk yıl sonra diyebilirler.
Gençlerimizin ülkemizi iyi yerlere getireceğinden eminim; biz onlara köstek olmayalım yeter. – Barış Manço
Topraktan geldi insan, yine toprağa dönecek iki lokma ekmek için ömür boyu dövüşecek.
Rakı da bir ayran da içmesini bilene, güzelde bir çirkinde sevdim diyene.

Her yeni doğan bebek yeni bir dünya demek.
Göklerden daha mavi, denizlerden daha derin, topraktan güzel kokan ne ola?
Dünya dolu yar olsa da, alacağın bir tane…
Çıkmaz sokağa girmeden gösterelim ve hiçbir insandan esirgemeyelim sevgilerimizi. Üç beş günlük dünya hayatı değmiyor hiçbir kavgaya.
İnsanın öğrenmesi gereken ilk dil tatlı dildir.
Bir kişinin adı en son ne zaman telaffuz edilirse o gün ölmüş oluyor insan. Yani fizik olarak bu dünyayı terk etmek çok da önemli bir şey değil. Nasıl olsa günün birinde hepimiz terk edeceğimiz için ve milyarlar terk ettiği için. Amа adınız anılmadığı gün gerçek anlamda bu dünyayı terk etmiş oluyorsunuz. – Barış Manço
Ben ne çağdaş Türk ozanı ne çağdaş Dede Korkut ne de günümüzün Nasrettin Hoca’sıyım. Sadece 20. yüzyılda yaşamış ve o yüz yıla damgasını vurmaya çalışan bir Türk’üm. 20.yüzyılın Türk müziğini yapıyorum.
Ben bir şarkıcı, besteci olarak bu dünyaya gelmedim. Düşüncelerimi aktarmak üzere geldim. Bu; gün geldi şarkı söylemekle oldu, gün geldi bir televizyon programında çocuğun saçlarını okşamakla oldu.
Ben yaşanmış her şeyi seviyorum, birileri tarafından yaşanmış, paylaşılmış her şeyi seviyorum. Düşünülenin aksine ben tarih sevmiyorum, geleneği seviyorum. Tarih ölür, gelenek yaşar.
Kimi tatlı peşinde kimininse tuzu yok. – Barış Manço

Çivi çiviyi söker derler, soğuktan donanı buzla ovarlar. Ben zaten yanmışım dostlar, peki beni fırına mı koysalar. Zeytin suyuna kuru ekmek, böyle gelmiş böyle gidecek.
Yıllardır sürüp giden bir pay alma çabası, topu topu bir dilim kuru ekmek kavgası. Bazen durur bakarım bu ibret tablosuna.
Bir gün dönsem sözümden düşerim dost gözünden dünya dönüyor dostlar bir sözden dönsem çok mu devran donuyor dostlar ben dönmüşüm çok mu?
Diyeceğim o ki kişi yetinmeli yaşam dediğin kısacık bir çizgi namus şeref onur hepsi güzel ama en önemlisi helal alın teri… – Barış Manço
Unutmak kolay demiştin…alışırsın demiştin … öyleyse sen unut beni yeter ki benden isteme…
Altın çöpe düşse değerini kaybeder mi? Tenekeyi parlatsan hiç çeyrek altın eder mi?
Unutma ki dünya fani veren Allah alır canı ben nasıl unuturum seni can bedenden çıkmayınca…
Para pula ihtişama aldanıp kanma dostum, içi boş insanların bu dünyada yeri yok.
Kul Ahmet erken kalkar haydi ya nasip derdi, kimseler anlamazdı, ya nasip, ne demekti?
İki küçük kol düğmesi bütün bir aşk hikayesi, iki düğme iki ayrı kolda bizim gibi ayrı yolda…!