Sen Benim Her Şeyimsin Filmi Konusu ve Oyuncuları

Sen Benim Her Şeyimsin filmi duygusallık ile komediyi bir araya getiriyor. Genellikle komedi film ve dizilerinden tanıdığımız Tolga Çevik, bu filmdeki başarısıyla kendine hayran bırakıyor. Baba kız ilişkisini çok güzel bir şekilde aktaran film, seyirciyi gözyaşlarına boğuyor.

Sen Benim Her Şeyimsin filminin IMDb bilgilerine buraya tıklayarak erişebilirsiniz.

Sitemizde daha önce sizler için yazdığımız film ve dizi önerileri için bu bağlantıya gidebilirsiniz.

Türkçe İsmi: Sen Benim Her Şeyimsin
IMDb Puanı: 6,2
Yapım yılı: 2016
İlk vizyon tarihi: 9 Aralık 2016
Yaş Sınırı: 7+
Yönetmeni: Tolga Örnek
Senarist: Tolga Örnek
Yapımcı: Kemal Kaplanoğlu, Muhteşem Tözüm
Yapım Şirketi: TME Films
Başrol Oyuncuları: Tolga Çevik, Melis Birkan, Cengiz Bozkurt, Tuna Çevik
Türü: Komedi, Dram
Yapım Ülkesi: Türkiye

Sen Benim Her Şeyimsin Filmi Konusu

Filmin ana karakteri olan Sedat (Tolga Çevik), geçmişinde hem iş hem de aşk hayatında bir türlü dikiş tutturamayan bir kişidir. Genel olarak günübirlik işlere girip çıkarak geçimini elde etmeye çalışır. Özel hayatında da tıpkı iş hayatındaki gibi davranır.

Hayatına giren kadınlar tek gecelik olmaktan ileriye gidemez. İşte bu tek gecelik ilişkiler onun hayatının dönüm noktalarından bir tanesini yaşatır. Bir gün günübirlik ilişkilerinden bir tanesi olan Pınar (Melis Birkan) çıkagelir. Fakat yalnız değildir.

Pınar’ın elinde bir puset, içinde de bir bebek vardır. Pınar, bu bebeğin Sedat’a ait olduğunu söyler. Sedat hiç ummadığı bir zamanda, ummadığı bir kişiden ve ummadığı bir zamanda baba olmuştur.

Sedat daha olayların ne olduğunu anlayamadan Pınar ortadan kaybolur. Sedat bir anda çocuğu ile başbaşa kalır. Sorumlu olduğu bir çocuk vardır ve artık işler ciddiye binmiştir.

Sedat başlangıçta Duygu’dan kurtulmaya çalışır. Bu sorumluluğun yükü ağır gelse de, elinden geleni yapmaya çabalar. Ancak zamanla kızına karşı büyük bir sevgi duymaya ve her geçen gün ona bağlanmaya başlar.

Hayatını Duygu’nun isteklerine göre şekillendirir. Evi bile tamamen Duygu’nun hoşuna gidecek şekilde dekor edilmiştir. Duygu büyümüş akıllı bir çocuk olmuştur.

Onların iki kişilik dünyası oldukça güzel bir şekilde devam eder. Bu mutluluk tablosunu bozan ise Pınar’ın geri dönmesi ve Duygu’nun hastalanması olmuştur. Pınar, Duygu’yu geri alabilmek için elinden geleni yapar. Hatta mahkemeye dava açarak, Duygu’yu almaya çalışır.

Fakat işler zamanla düzelmeye başlar. Duygu anne ve babasıyla az da olsa mutlu günler yaşar. Sağlık durumu kötüleşir ve hayatını kaybeder. Geriye birbirinden güzel hatıralar bırakır.