‘‘Şans kapıyı çalmıyorsa, belki de bir kapı yoktur. Bir kapı inşa edin. ’demiş ‘Milton Berle’ Aslında günümüzde de böyle değil midir? Bir şeylerin olmasını istiyorsak çabalamamız gerek, kötümser ya da olumsuz düşünerek olduğumuz yerde durarak bir sonuca ulaşamayız. Daha doğrusu güzel bir sonuca ulaşamayız. Hayatımızın her alanın önemli bir konuma sahip olan yaratıcılık bazılarımız için kaçınılmaz bir sorun olabilir. Hangi yolu izleyeceğimizi bilmiyor olabiliriz. Bugün ki yazımda yaratıcılığınızı arttıracak bazı önerileri derledim, keyifli okumalar.
1. Uyurken düşünün.
‘Odaklanma yetisinden yoksun bir yaşam ,gözler açıkken hiç bir şey görememekten farksızdı’demiş Haruki Murakami sizde uyumadan dakikalar önce çözmeniz gereken bir problem üzerine yoğunlaşın. Kişi uykudayken bilinçaltı devreye girer. Bu yüzden uyumadan önce beyninize komut verin ve uykuda ona bu problem üzerinde çalışması için emredin. Sabah uyandığınızda aklınıza farklı türden çözümlerin gelmiş olma ihtimali oldukça artacaktır.
2. Biraz çocuklaşın.
Yaratıcılık aslında bir çocuk gibi düşünmektir. Hayal gücünüzü masumlaştırın. Yaratıcılığınızı serbest bırakın ve sorununuzu en basite indirgeyip çözüm için bir çocuğa danışın. Çocukların sınırları olmadığı gibi olaylara da ön yargısız yaklaşırlar. Onlara sorun ve üretecekleri çözüme kulak verin.
3. O olsa ne yapardı?
Herkesin ilham aldığı, fikirlerinden ve kariyer yolculuğundan etkilendiği birisi vardır. Sizde bu kişiyi düşünüp onu kendinizin yerine koyun ve ‘O olsa ne yapardı? diye sorun. Sizin yerinizde o olsaydı bu problemi nasıl çözerdi? Nasıl bir yaklaşımla çözüm üretirdi? Bazen kendi düşünce sistemimiz içerisinde çıkmazlara girebiliriz. Bu herkesin başına gelebilecek basit bir sorundur. Böyle durumlarda düşünce sistemini kendi bakış açılarımıza yakın bulduğumuz birini seçip onun gibi düşünmek bize yardımcı olabilir.
4. Bir kelime seçin.
Başınızı bir anda başka bir yöne çevirin. Gördüğünüz ilk kelime ne? Çalıştığınız konuyla bu kelimeyi nasıl ilişkilendirebilirsiniz? Ne tür bir başlığın altında bir araya getirebilirsiniz? Hadi hemen yapın bunu!
5. Alışkanlıklarınızı dışarıda bırakın.
Yaratıcı düşünce özgür düşünceyle paraleldir. Sizi özgür bırakmayan ise rutinlerinizdir. Alışkanlıklarınız da yaratıcılığın bir numaralı düşmanıdır. Sıradanlıktan kurtulmak ve bazı şeyleri biraz farklı yapmak adına kendinizi zorlayın. Çalışma ortamınızı yeniden düzenleyin. Ya da bugünkü öğle yemeğinizi hiç yemediğiniz bir yerde yiyin, işe/okula farklı bir yoldan gidin. O gün farklı tarzda müzik dinleyin. Hep giydiğiniz o klasik kıyafetlerinizi değil de gardolabınızın bir kenarında pek fazla giymediğiniz kıyafetlerinizi giyin.
6. Size ilham veren şeyleri keşfedin.
Kendinizi yaratıcı hissettiğiniz anlarda genellikle ne dinliyorsunuz, nereye bakıyorsunuz, neredesiniz ya da o an ne yapıyorsunuz? Bunları yakaladığınız anda not edin. İhtiyacınız olduğunda ise yine aynı ortamı oluşturarak yaratıcılığınızı tetikleyebilirsiniz. Size ilham veren şey her zaman bir ortam ya da durum olmayabilir. Bu bazen bir biblo, bir poster hatta bir diş fırçası bile olabilir. Kendi kendimizi nasıl mutlu etmesini biliyorsak motive etmesinide bilmeliyiz.
7. Fikirlerinizi paylaşın.
Başka insanların fikirleri size yeni ufuklar gösterebilir. Bu yüzden her gün farklı biriyle fikir alışverişinde bulunmanızda fayda var. Karşıdaki insana fikrinizi anlatın ve fikriniz üzerine yorumlarda bulunmasını isteyin. Hem bu şekilde kendi göremediğiniz hataları da fark edebilirsiniz. Kimseye karşı ön yargılı olmadan ve eleştirilmekten korkmadan cesurca yapın bunu. Hatta insanlarla iletişim haldeyken çıtayı daha da yükselterek kendinize öz eleştiri yapmayı bile deneyin. Deneyin ama!
8. Kalemle not alın.
Bilgisayarınızdan ve diğer şeylerden bir süre uzaklaşıp, kalem ve kâğıdı deneyin. Düşündüklerinizi belirli gruplara ayırıp bir kâğıda şematik olarak çizin. Ya da bir problem üzerine ürettiğiniz tüm çözümleri kelimesi kelimesine listeleyelip farklı bir alternatif oluşturup oluşturamayacağınıza bakın. Ayrıca son yıllarda art arda yapılan araştırmalar, kalemle yazmanın beyinsel gelişim ve yaratıcılık açısından oldukça önemli olduğunu ortaya çıkarmıştır.
9. Mavi ya da yeşile odaklanın.
Mavi ve yeşil kavramsal düşünce performansınızı artırır. Uzmanlar, maviye ve yeşile yüklediğimiz anlamların böyle bir etki yaratacağı görüşünde. Mavi gökyüzü, deniz ve özgürlük gibi olguları çağrıştırıyor. Yeşil ise büyümeyi, gelişmeyi ve sürekliliği temsil ediyor. Zaten çoğu insan doğada huzur bulur, rahatlar. Hatta çok stresli olduğunuz günlerde çıplak ayakla çimenlerde yürüyün stresinizi alıp götürecektir.
