İtalya’nın güneyinde bulunan Pompei şehri milattan önce 5000’li yıllarda yaşamış antik bir şehirdir.
Roma İmparatorluğuna bağlı olarak yaşamış ve hükümdarları Caligula’dır.Pompei şehri deniz kenarında ticaret yolları üzerinde bulunan bir şehirdir.Bu sebeple çok zenginleşmişlerdi.
Romanın ihtişamı ve şatafatlı yaşam tarzının izleri bu şehirde oldukça fazla görülmekteydi.Eğlencenin hat safhada yaşandığı şehirde kumarda çok sık oynanıyordu.Şehrin yarısından fazlası asillerden kalan kısmı ise kölelerden oluşuyordu.Zenginleri eğlendirmek için köleler dövüştürülüyordu. Bu kumar yöntemi yüzünden birçok köle o dönemde hayatını kaybetmişti.Büyük Roma imparatorluğunun misafirleri hükümdarları bu şehre gelip sınır tanımadan yaşıyorlardı.
Yaşanılan aşırılıklar ve edepsizlikler yüzünden helak olduğu düşünülen şehrin en büyük günahkarı hükümdarıydı.Çünkü kız kardeşine aşıktı.Halkınında bunun aşağı kalır yanı yoktu.
Tüm bu eğlence ve sefanın içinde hayatın normal seyrinde devam ettiği bir günde kentte hafif bir deprem oldu.Bu hafif depremin arkasında büyük bir felaketin geleceğinden habersizlerdi.
Hava boğuk ve sıkıcıydı.Kentte Vezüv adında bir yanardağ bulunuyordu.Yanardağı harekete geçmiş ve kül yağmuru başlamıştı.Halk bunu da önemsememişti.Fakat kül yağmurları hızlanarak devam etti.Artık bu durumu ciddiye alan halk sahil kenarlarına ve evlerine kaçmaya başlamışlardı.Sahil kenarlarına giden halk volkanın lavlarıyla, karşılaşmadan önce kabaran denizin kurbanı oldular.Alevlenen yanardağ yoğun bir kükürt dumanı salmaktaydı ve halkın bir kısmı da bu dumandan zehirlenerek öldü.
Gökyüzünü tamamen duman kaplamış gündüz gece gibi olmuştu.İnsanların üzerine büyük büyük taşlar yağmaya başlamıştı.İki yüz bin nüfusa sahip olan pompei halkı Vezüv yanardağının püsküren lavları altında taşlaşarak yok oldu.Yanardağın lav bulutları o kadar fazlaydı ki izleri Anadolu’dan bile görüldü.
17.yüzyılda İtalya da bir köyde tarlasını kazan bir köylü tarafında fark edilen halk incelemeler sonucu ortaya çıkmıştır.Uzun yıllar toprak altında taşlaşmış şekilde gömülü durmuştur.İki saat içinde yok olan halk felaket anında ne yapıyorlarsa o şekilde taşlaşmışlardır. Ellerini yüzüne kapatan çocuğuna sarılan kaçan hallerde bulunun bir çok taşlaşmış ceset bulunmaktadır.
Bilim insanlarına göre bu cesetlerin lavlardan yanıp kül olması gerekiyordu.Yapılan araştırmalarda insanlar önce yoğun kükürt gazının taşlaşmış lavlardan ise kent yok olmuş ve toprağa gömülmüştür.Buna benzer felaketlerden yok olan birçok kavim vardır.Bunların hepsi insanlık için ibretlik olması gereken olaylardır.Yasin suresinde geçen “Sadece bir gürültü oldu onlar hemen susuverdiler.” ayeti bu felaketlerin habercisi niteliğindedir.
