Sinestezi Nedir ?
Gördüğünü duyabiliyor ya da duyduğunu görebiliyor musun?
Merhaba Sinestezi. Bir kiviyi yemeden önce ağzınızın kamaşacağını bilirsiniz. Peki bir notayı veya bir kumandayı gördüğünüzde gözünüzde renkler ya da tat alma durumunuz oluşuyor mu? Burnunuza bir çilek kokusu geldiğinde kendinizi rock konserinde sandığınız oluyor mu? Evet diyenler sizler birer Sinesteziksiniz.
“Sinestezi nedir? Sinestezi nasıl anlaşılır?” bir inceleyelim. Sinestezi duyuların birbirine karışması ve birlikte algılanması durumudur.Sesleri koklayabiliyor,renkleri duyabiliyor ve şekilleri tadabiliyorlar. Tamamen nörolojik bir durumdur. Ortalama her 20.000 bireyden birinde görülmektedir. Sonradan yapılan açıklamalarda ise bu duruma daha sık rastlanabileceğini ortaya koymuştur.
Yapılan bir araştırmaya göre her 23 bireyden birinde Sinestezi görülürken, her 90 kişiden birinde Sinestezi’nin başka bir türü olan Grafem-Renk türü Sinestezi görülmektedir. Tabii sonradan kazanılan Sinestezi’de vardır. Genellikle epilepsi hastalarında duyular arası geçiş mevcuttur. Bu hastalığa sahip kişilerin matematiksel zekâlarının düşük olduğu izlenir. O yüzden Sinestezi hastalığının beynin sol yarım küresiyle ilişkili olabileceği düşünülüyor.
Araştırmacılar sinestezi hakkında henüz gün yüzüne çıkmamış gerçekleri aydınlatmaya çalışıyorlar. Fakat birçok sinestezi hastası durumunu hediye gibi görüyor ve sanatsal alanlarda çok başarılı çalışmalara imza atıyorlar. Bu başarılı sanatçıların arasında dünyaca ünlü Fransız şair Arthur Rimbaud, bilim adamı Nikola Tesla, Nobel ödüllü fizikçi Richard Feynman ve ressam Vasilly Kandinsky vardır.
İnsanların sadece bir bölümü günlük sıradan bir durumda bu deneyimi tecrübe ederler. Sinestezi hastalığı araştırmacılar arasında da farklı açıklamalarla dile getiriliyor. Kimi araştırmacılara göre dili kullanmadan düşünmenin ilginç bir belirtisi iken, kimine göre ise tam bir “hastalık” ve “anormallik” olan bir insan yeteneği, bir mucize olarak kabul ediliyor.
Sinestezi hastalığını biyolojik bir olaydan daha çok, sosyal ve kültürel alanda ki bir olay olarak tanımlayanlar da mevcut. Son görüşü hedef alırsak, sinestezi bir hastalık olarak değil de bir “duyusal algılama hediyesi” olarak görebiliriz.
Sinestezinin birçok çeşidi mevcuttur. Sık olarak karşımıza çıkan şeklinde kişiler, harfleri renk olarak algılarlar. Her bir harf, kişiler tarafından farklı birer renk olarak algılanır. Sinestezikler erken yaşlarında bu durumu bilerek ve tanıyarak yaşarlarsa gördüklerini olağan olarak kanıksarlar.
Bu hastalığa sahip kişilerin çoğu, diğer insanların yaşadıkları deneyimleri algısal olarak aynı şekilde yaşamadıklarını öğrendiklerinde öncelikle çok şaşırırlar. O zamana kadar herkesin olayları kendileri gibi algıladıklarını ve yaşadıklarını düşünmüşlerdir. Bu durum genel olarak kabul edilse bile sinestezikler, çocukluklarını tamamlayınca bu durumlara bir anlama verebilirlerse ifade etme yeteneklerini yeniden tariflendirebileceklerdir.
Eski zamanlarda da Sinestezi hastalığı görülürmüş. Şamanizm dininde transa geçmek için kullandıkları bitkilerin Sinestezi hastalarının sahip olduğu etkiler mevcutmuş. Amazon’da bulunan bir kabile bu bitkilerden kullanıp müzik yaparlarmış. Yapılan müzik sonunda ise ‘’müzik güzeldi ‘’ olarak değil “sarısı güzeldi, mavisi biraz daha parlak olmalıydı” şeklinde söylüyorlarmış.