Mutlaka Okumanız Gereken Oğuz Atay Kitapları
Türk Edebiyatının en önemli isimlerinden birisi olan Oğuz Atay, 86. doğum gününde Google tarafından doodle olarak gündemde yerini almıştır. 13 Aralık 1977 tarihinde aramızdan ayrılan usta yazarın günümüzde kitapları hala popülerliğini korumakta ve sevilerek okunmaktadır. Edebiyata ilgili olan, olmayan her okuyucunun mutlaka daha önceden sayfaları arasında kaybolup gittiği birçok önemli eseri bulunmaktadır. Eğer hala Oğuz Atay kitapları okumaya fırsat bulamadıysanız size yardımcı olmak için bu listeyi hazırladık.
Oğuz Atay’ın kitaplarını okumak ve anlamak başlangıç olarak herkes için kolay olmamaktadır. Bu sebeple size Oğuz Atay’ın mutlaka okumanız gereken kitaplarını isterseniz okuma sırası olarak görebileceğiniz bir sırayla sunmak istedik. Şimdiden keyifli okumalar!
1- Bir Bilim Adamının Romanı
Oğuz Atay’ın 1975 yılında yayınlanan Bir Bilim Adamının Romanı isimli eseri, ustanın elbette herkesin adını duyduğu o günümüz popüler kültüründeki eserlerinden biri değildir. Ancak girişte de bahsettiğimiz gibi Oğuz Atay’ı diğer romanlar gibi okuyup hemen anlayabilmek zordur. Ustayı usta yapan zaten anlamlarındaki derinliği, anlatım biçimidir. O sebeple Atay’ın mutlaka okunması gereken kitapları arasında yer alan eserlerine ilk olarak bu romanla başlayabilirsiniz.
1975 yılında yayınlanan Bir Bilim Adamının Romanı, Atay’ın İTÜ’den hocası olan Prof. Dr. Mustafa İnan‘ın yaşam öyküsünü anlattığı biyografik romanıdır. Büyük saygı ve sevgi beslediği hocasını anlattığı romanında, Mustafa İnan, Atay’ın eserlerindeki tek olumlu tek karakterdir.
2- Korkuyu Beklerken
Korkuyu Beklerken eseri, Atay’ın 1975 yılında yayınlanan 4. kitabıdır. Hikayelerini yayınladığı Korkuyu Beklerken kitabı, 178 sayfadan oluşur. İçerisinde 8 hikaye bulunur. Bu derlemesindeki Beyaz Mantolu Adam ve Korkuyu Beklerken isimli hikayeleri önemli bir yere sahiptir. Atay, tüm kitaplarında olduğu gibi bu kitabında da ironiyi çok fazla kullanmış hatta edebi bir tarz olarak benimsemiştir. Korkuyu Beklerken isimli bu kitabı Oğuz Atay’ın korku duygusunu en net bir şekilde ifade ettiği eseri olmuştur.
3- Tehlikeli Oyunlar
Tehlikeli Oyunlar, 1973 yılında yayınlanan Oğuz Atay’ın ikinci romanıdır. Aslında Tehlikeli Oyunlar romanı, Atay’ın ilk romanı Tutunamayanlar’ın bittiği yerde başlamaktadır. Bu romanında baş karakterinin tutunamayan biri olduğunu belirttiği ilk söyleşisinde Oğuz Atay, karakteri için sıkıntılarını dindirmek amacıyla oyunlara başvuracağını söylemiştir. Tehlikeli Oyunlar, ana karakteri Hikmet’in iç dünyasında yaşadığı problemleri, bunalımlarını ve çevresiyle uyumsuzluğunu anlatmaktadır.
4- Tutunamayanlar
Tutunamayanları romanı, Oğuz Atay’ın en çok bilinen ve sevilen baş yapıtıdır. Atay’ın ilk yayınlanan romanı olan Tutunamayanlar, dili ve anlatım biçimiyle Türk edebiyatında bir devrim olarak kabul edilmiştir. İlk olarak yayınladığı dönemin toplumsal roman anlayışına aykırı olarak görülen bu roman, yazarın beklediği ilgiyi görmemiştir. En yüzeysel özetle Tutunamayanlar, modern şehir yaşamında kişinin yalnızlığını, toplumdan kopuşunu, kalıplaşmış düşüncelere yabancı kalan, tutunamayan bireylerin iç dünyasını anlatmaktadır.
Kitapta ana karakterlerden Turgut Özben, arkadaşı Selim Işık’ın intihar ettiğini öğrendiğinde onu ihmal ettiğini düşünmesine sebep olur. Arkadaşının geçmişinin izini sürmeye başlar ve bunu Selim’in tanıdığı insanlar aracılığıyla yapar. Herkese farklı bir yönünü gösteren Selim’in görüntüsü, Turgut Özben’in bu insanlarla konuşmasıyla, okuyucunun ve Turgut’un gözünde Selim’in yaşamı hakkında netlik sağlayacaktır. Romandaki tüm karakterler Selim’in çevresidir ve tüm anlatılanlar Selim Işık karakterini aydınlatmaktadır. Selim düşünen ve sorgulayan insanı simgelemektedir, bu yüzden de tutunamamıştır.
621 sayfadan oluşan roman, Türk Edebiyatının En İyi 100 Romanı listesinde ikinci sırada bulunmaktadır.
5- Oyunlarla Yaşayanlar
Oğuz Atay’ın hayatı boyunca yazdığı yayınlanan tek tiyatro oyunu olan Oyunlarla Yaşayanlar, 1975 yılında yayınlanmıştır. Türkiye’deki aydınların açmazını sahneleyen tiyatro oyunu, Türk Tiyatrosu için yeni bir nefes olarak görülmüştür. Bugüne kadar İstanbul Şehir Tiyatrosu ve Ankara Devlet Tiyatrosu tarafından birçok kez sahnelenmiştir.
6- Günlük
Günlük adlı kitabı, Oğuz Atay’ın kimse beni dinlemiyorsa günlük tutmaktan başka çarem yok diyerek yazdığı yazılarının bütün haline getirilerek yayınlandığı eseridir. Yazdıkların ölümünden 10 yıl sonra kitap haline getirilmiştir. Sağlıklı haliyle henüz yaşıyorken hiçbir kitabının ikinci baskısını bile göremeyen Atay’ın kitapları ölümünün ardından büyük ilgi görmüş ve günümüze kadar defalarca basılmıştır.
Günlük kitabının son bölümünde Eylembilim isimli romanının bir parçası bulunmaktadır.
7- Eylembilim
Eylembilim, Oğuz Atay’ın tamamlayamadan vefat ettiği romanıdır. Atay’ın ölümünün ardında sadece 40 sayfası bulunan Eylembilim’in bir parçası, Günlük isimli eserinin son bölümünde yer almıştır. Daha sonrasında 1988 yılında kızı Özge Atay’a gelen isimsiz bir pakette eserin kalan 74 sayfası ortaya çıkmıştır. Böylelikle Eylembilim, 1998 yılında kitaplaştırılmış ve yayınlanmıştır.