PolitikaYaşam

Gelişmiş Ülkelere Göç Nedenleri Nelerdir?

Ulusal İş Gücünü Koruma

Savaş sonrasından 1974 yılına kadarki döneme, yabancı işçilerin kitlesel olarak sanayileşmiş ülkelere gelmeleri, damgasını vurmuştur. Bu girişler genellikle işletmeler veya göçmen kabul eden devletlerce düzenlenmiştir. Esas olarak Batı Avrupa’ya ve Amerika Birleşik Devletleri’ne  gelen toplam 20 milyon civarında (aileleriyle birlikte 40 milyon) işçi söz konusudur. Ama 1974 yılından bu yana, bütün ülkelerde göçü engellemeyi yönelik yöntemler alınmıştır.

goc 1

-Ulusal İş Gücünü Koruma- sesleri yeniden duyulmaya başlarken, göç büyük bir siyasi konu durumuna gelmektedir. Düşük maliyeti ve büyük uysallığı göz önüne alındığında göçmen iş gücü,  Batı dünyasının 1950-1974 yılları arasında gerçekleştirdiği olağanüstü sınai üretim artışında çok büyük rol oynamıştır. Göçmen işçiler tehlikeli, düşük ücretli veya vasıflı eleman gerektirmeyen işleri yaparak, yerel iş gücünün bıraktığı boşlukların doldurulmasını sağlamıştır. Bunalımdan zarar görecek ilk grup olan yabancı işçiler, bunalımın yerli nüfus üzerindeki toplumdal etkilerini hafifletmiştir.

Kalabalık, uysal, ucuz, denetlenen ve durmadan yenilenen, ama hor kullanılan, hatta sık sık skandallara neden olan bir işgücünün varlığı, 1950’li ve 1960’lı yıllarda çok sayıda sanayi kuruluşunun akıl almaz karlar elde etmesini sağlamıştır. Ama bu durum, söz konusu kuruluşların , bu dönemde çok sınırlı üretken yatırımlara kaymasına ve bu yüzden daha sonra güç durumlara düşmesine de neden olmuştur.

goc 3

Göçlerin Coğrafyası

Sanayileşmiş ülkeler göçmen işgücüne 1950’den sonra başvurmaya başladı. Canlı ekonomik büyüme, etkilerini sanayi ülkelerinin halklarının yaşam ve eğitim düzeylerinde, toplumsal piramidin tabanını daraltan büyük bir yükselmeyle gösterdi. Ayrıca çoğu ülkede, 1930’lu yılların fazla kalabalık olmayan nesillerinin iş piyasasına girmeleriyle işgücü açığı da ortaya çıktı. 1970’li yılların başlarında federal Almanya’da 2 milyondan fazla, Fransa’da ise buna yakın sayıda yabancı işçi vardı. Yabancı işçiler İsviçre’deki faal nğfusun üçte birini oluşturuyorlardı.

goc 4

İlk dönemde işçiler sınırlardaki bölgelerde toplanmışlardı,  bölgenin yakınlardaki kaynaklar kurudukça, durmadan daha uzak yerlere yayıldı. AFC’de Türk ve Yugoslav göçmenler egemendi; İsviçre’de ilk yabancı topluluğunu oluşturanlar, İtalyanlar, Fransa’daysa Portekizliler ve Mağriblilerdi. Göç havzalarının oluşumunda devreye giren çok sayıda etken vardır. Elbette coğrafi yakınlık bu etkenlerden biridir ve Kuzey Amerika’da ABD’yle Meksika arasında özellikle güçlü bir biçimde kendini gösterir.

Tarihi miras da göçmenlerin kökenlerindeki farklılaşmayı açıklar. Fransa’ya göçenler büyük ölçüde, uzun zamandan beri Fransa ile ayrıcalıklı ilişkileri olan (dil, kültür vb. birliği) Kuzey Afrika ve Siyah Afrika gibi bölgelerden veya eski sömürgelerden gelmektedir. Türkler ağırlıklı olarak AFC’ye Jamaikalı’lar, Hintliler ve Pakistanlılar İngiltere’ye Hollanda Antilleri ve Surinam kökenlilerse Hollanda’ya gitmektedir. Geride bırakılan ülkelerin bazılarında, ayrı göç alanları vardır, Yugoslavya’nın durumu buydu.

Sırplar daha çok Fransa’ya giderken, Hırvatlar özellikle Avusturya ve AFC’ye yönelmekteydi. 1990 yılında AFC’de toplam yabancı sayısı, nüfusun yüzde 8,3’ünü oluştururken 2020 yılında, Almanya nüfusunun yüzde 13’ünü oluşturacağı hesaplanmaktadır. Fransa’da bu oran yüzde 8, İsviçre’de ise yüzde 17,3 dolayındadır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu